Giriş sorunu yaşayan kullanıcılarımızın dikkatine - Gönderilen form geçersiz hatası
  • Sistem güncellemesi sonrasında, giriş sorunu yaşıyorsanız lütfen aşağıdaki tarayıcı cookie (çerez) temizleme adımları uygulayın.
  • Chrome Mobil - Bilgisayar
  • Safari (iPhone ve diğer Apple cihazları) Mobil - Bilgisayar

Bir Vize Hikayesi

Pasaport, vize, islemler, biletler... Hepsi burada...
lordin
Mesajlar: 143
Kayıt: Çrş May 29, 2013 11:25 pm

Bir Vize Hikayesi

Mesaj gönderen lordin » Pzr Ara 15, 2013 12:15 pm

Degerli mustakbel Avrupa yolculari,

Erol Anar\'in T24\'te yayimlanan yazisini yeni yil hediyesi olarak hepimize sunmak isterim.

Bir Ingiltere vizesi hikâyesi

07.12.2013 00:30
Son gunlerde Turkiye vatandaslarinin Avrupa Birligi ulkelerine yonelik vizeden yakin gelecekte muaf olup olmayacagi konusu tartisiliyor. Ben de bu konuda yasadigim bir olayi hatirladim.
1996 yilinda dilimi guclendirmek alti ayligina Londra’ya gitmeye karar vermistim. Bu amacla hazirlik yapmistim. Uluslararasi Af Orgutu’nun Turkiye’deki ilk uyelerinden birisiyim. O zamaninin Af Orgutu Turkiye Masasi Temsilcisi Jonathan Sugden bana kurum adina bir davetiye yollamisti. Bu sure icerisinde hem Af Orgutu’nde gonullu olarak calisacak, hem de dil kursuna gidecektim. Londra’da yasayan cocukluk arkadasim Can ise bana hem davetiye yollamis, hem de bir dil kursuna kaydimi yaptirmisti. Daha once kendisini Londra’da ziyaret etmistim. Isyerimden de ucretsiz izine ayrilacaktim. Yine Londra’da yasayan Iskoc bir arkadasimdan da davetiye gelmisti.
Butun belgelerim hazirdi. O gunlerde IHD’yi ziyaret eden Ingiltere Ankara Buyukelciligi’nden birisine vize icin basvuracagimi sőyledim.
“Erol bey, Ingiltere Konsoloslugu vizeyi Istanbul’dan veriyor, ama size buradan verebiliriz saniyorum. Konsolos ile goruseyim, sizi ararim” dedi. Daha sonra aradi ve Konsolosluk’tan randevu icin beni arayacaklarini soyledi.
O siralarda Ingilizce olarak yayinlanan “Turkish Daily News” gazetesine disaridan, insan haklari konusunda makaleler yaziyordum. Gazetenin genel yayin yonetmeni insan haklarina duyarli olan gazeteci Ismet Imset idi. Kendisi insan haklari ile ilgili yazilara onem verirdi.
Konsolosluk’ta calisan Deniz hanim bazen arar ve makalelerim ile ilgili sorular sorardi. O gun Deniz hanim beni aradi ve pazartesi gunu icin randevu verdi. Ankara’da, Ingiliz Konsolosu ile vize gőrusmesi yapacaktim. Pazartesi gunu belirtilen saatte Konsolosluga gittim, Deniz hanim beni karsiladi ve Konsolos’un odasina goturdu. Konsolos, kisa sacli, elli yaslarinda gősteren, sert yuz hatlarina sahip bir kadindi.
Gorusme basladi. Konsolos bana sorular soruyordu:
“Ingiltere’de ne kadar sure kalacaksiniz?”
“Nerede kalacaksiniz?”
Zaten Konsolos’unelinde tum belgelerim vardi. Buna ragmen sormaya devam etti.
“Evinizde kac kisi ile ile birlikte yasiyorsunuz?” dedi.
“Pardon!” dedim. “Anlayamadim.”
Konsolos, tekrar sordu:
“Evinizde kac kisi var?”
Birden sinirlendim ve kadinin gőzlerinin icine bakarak sőyle dedim:
“Sen bana bu soruyu soramazsin. Ozel hayatim ile ilgili soru sormaya hakkin yok.”
Konsolos’un gozlerinde birden simsekler cakti, kustahligi geri tepmis, “Uzerinde Gunes Batmayan Imparatorlugun” getirdigi sőmurgeci Ingiliz gururu yara almisti. Boyle bir tavir beklemiyordu, birden hisimla ayaga kalkarak sert bir ifade ile:
“Gőrusme sona ermistir!” dedi.
Konsolos, seyahatimle ilgili belgelere bakmamisti bile. Amaci, beni biraz asagiladiktan sonra vizeyi vermekti. Bu tavriyla, bana “Ucuncu dunya ulkesinin vatandasi oldugumu” hatirlatmak istiyordu. Kustah bir tavirla soru soruyordu.
Ben de ayaga kalktim ve hoscakal bile demeden orayi terk ettim. Deniz hanim sok olmustu.
Ertesi gun Deniz hanim aradi:
“Erol bey, biliyorsunuz dunku gorusmeden sonra vize almaniz zorlasti.”
“Benim icin sorun degil.”
“Fakat yine de sayin Konsolos size bir sans veriyor. Eger kitaplarinizdan para kazandiginiza dair bir yayinevinden belge getirirseniz, size vize verecegiz.”
Konsolos, soguk savasa devam ediyor, bu savasi kazanmak icin benden bir belge daha getirmemi istiyordu. Bircok yayinci arkadasim vardi, boyle bir formalite belgeyi herhangi birisinden kolaylikla alabilirdim.
“Deniz hanim, ben yeni belge getirmeyecegim. Bana pasaportumu ve vize vermeyeceksiniz, vizemi reddettiginize dair bir yazi vermenizi istiyorum.” dedim.
Ertesi gun ogleden sonra pasaportumu ve yaziyi almak icin Konsolosluk’a gittim. Ingiltere yasalarina gore, vizesi reddedilen her kisiye, talep halinde konu ile ilgili bir yazi veriliyordu. Burada beklerken, bir genc kiz ile daha sonra babasi oldugunu őgrendigim bir adamla tanistim. Ingiltere Istanbul Konsoloslugu’na vize icin basvuru yapmislar, yeni bir belge iletmek icin Ankara Konsoloslugu’na bazi seyler soracaklarmis. Oykuleri buna benzer birseydi, tam hatirlamiyorum, o gun sinirli idim.
Ben de kendi hikâyemi kisaca onlara anlattim. Adam, bana hicbir sey demedi. Kizina dőnerek,
“Bak kizim, gőrdun mu? Vize alamamis. Sen, sana ne sorarlarsa cevap ver. Sakin bőyle bir tavir gősterme.” dedi.
Sőyle bir baktim, onlara acimistim. “Her halk, layik oldugu davranisi bulur.” diye dusundum. Yuzyillarin getirdigi, Avrupalinin karsisindaki derin asagilik kompleksi bu tur davranislara neden oluyordu.
Artik onlara arkami dőnmus, konusmuyordum. “Vize icin cirilciplak soyunmaniz gerekiyor.” deseler hic dusunmeden bunu da yaparlardi. Demek ki Konsolos, bunu bildigi icin bőyle davraniyordu.
Űstelik daha once Ingiltere’ye gitmistim. Daha sonra Jonathan ile konusarak durumu anlattim. Kendisi ertesi gun beni aradi:
“Erol, Uluslararasi Af Orgutu olarak, Genel Sekreter imzasiyla, bu konuda Ingiltere Disisleri Bakanligi’na bir mektup yollayacagiz.” dedi.
Isi buyutmeye karar verdim. Almanya, Ingiltere, Norvec ve Isvicre’ye, beni taniyan uluslararasi insan haklari őrgutlerine durumu yazdim. Birkac gun sonra Almanya’dan Turkiye ile Dayanisma Komitesi Baskani Sakir Bilgin aradi:
“Erol, biz senin yazini Almanca’ya cevirdik ve bizim yazimizla birlikte tum Alman insan haklari kuruluslarina gőnderdik, Onlardan Ingiltere Disisleri Bakanligi’ni, bu konuda protesto etmelerini istedik.
Sonradan őgrendim ki, bircok ulkeden insan haklari kuruluslari, Ingiltere Disisleri Bakanligi’na bu konuda yazi yazmislar, olayi kinamislar.
Bir de imza kampanyasi duzenledim ve yuzlerce imzayi Ingiltere Buyukelciligi’ne yolladim. Medyadan arkadaslarim, Konsoloslugu arayarak konu ile ilgili sorular sordular. Olay buyumustu. “Dusunce Ozgurlugu” adli kitabimda, protesto metnini ve imzacilarin adini yayinladim.
Daha sonra Ingiltere Disisleri Bakanligi’ndan o zamanki IHD Baskani Akin Birdal’a bir mektup geldi. Mektupta, kisaca sőyle deniliyordu:
“Olayi arastirdik. Ankara Konsoloslugumuz, Erol Anar’a vize verme arzusunda idi, ancak kendisi basvurusunu geri cekti.”
Bu olaydan sonra, hedef buyuttum ve dil kursu icin ABD’ye gittim.


Erol Anar-T24
http://t24.com.tr/yazi/bir-ingiltere-vi ... ayesi/7993